Alzheimer Hastalığının son evresinde hastalar konuşma yeteneklerini kaybederler. Nasıl hissettiğini, ne yapmak istediğini ya da nereye gitmek istediğini konuşarak ifade edemez hale gelirler. Böylece hastaya bakan kişiler hastanın isteklerini tahmin etmekte zorlanır.
Fotoğraf: Dilek Necioğlu Örken
Alzheimer Hastalığı ilerledikçe kişi tek başına giyinemez, yürüyemez ya da yemek yiyemez hale gelir. Günlük yaşam aktivitelerindeki bu bozulmaya konuşmadaki bozulma da eşlik eder. Konuşma birkaç anlamlı kelime ya da anlaşılamaz ses ile sınırlı hale gelir.
Aile ve bakıcılar için sevdikleri birinin artık konuşamadığını kabul etmek zordur. İletişim kurmak ve duygusal bağı devam ettirmek için başka yollar denenebilir. Kişi konuşarak istek ve düşüncelerini dile getiremese bile o istek ve düşünceler hala vardır.
Konuşmadan iletişim kurma tekniklerinin her biri herkes için uygun olmayabilir ancak kişiye uyarlanabilir.
1. Yanında Olmak
Alzheimer hastası bir kişiyi desteklemenin en temel ve en önemli yollarından biri basitçe yanında olmaktır. Bir şekilde hasta varlığınızın farkına varır ve önem verildiğini anlar.
2. Fiziksel Temas Sağlamak
Dokunarak hastanın iletişim kapasitesi hakkında pek çok şey öğrenilebilir. Elini tutmak, koluna ya da omzuna hafif bir basınç uygulamak ya da alnına hafifçe dokunmak hastayı rahatlatabilir. Kişiye hangisinin uygun olduğu ve rahatlama sağladığına dikkat etmek gerekir. Örneğin hasta elini tuttuğunuzda elinizi sıkarak yanıt veriyorsa bu temas onun için bir şey ifade ediyordur. Eğer hasta siz dokunduğunuzda kaçınıyorsa durmalısınız. Hastaya dokunmadan önce ne yapacağınızı her zaman belirtin. Örneğin “şimdi sağ elini tutacağım” deyin. Hastanın anlamadığını düşünseniz bile her zaman ne yapacağınızı söyleyin. Örneğin elbiselerini değiştireceğinizi söylemelisiniz. Bu şekilde davranmanız ona ne yapacağınızı haber vermenizin ötesinde, ona hak ettiği saygıyı gösterdiğinizin de göstergesidir.
3. Soluk Alma Tekniklerini Kullanmak
Kişinin soluk alıp verme ritmine dikkat etmek önemlidir. Kendi soluğunuzu onunkine uydurun. Ya da elini tutun ve her soluk aldığında nazikçe elini sıkın, soluk verdiğinde bırakın.
4. Kişinin Bedensel Hareketlerini Sözlü Olarak Tanımlamak
Bazen Alzheimer hastaları yaptıkları hareketin farkında olamayabilirler. Ne yaptığını ona söylemek farkındalığını sağlayabilir. Örneğin “gözlerinin kapalı olduğunu görüyorum” ya da “ağzını açtığını görüyorum” ya da “sağ kolun yukarı doğru hareket ediyor” şeklinde hareketlerini tarif edin.
5. Kişinin Çıkardığı Sesler ya da Kelimeleri Tekrar Etmek
Hastanın çıkarttığı sesler bize karmaşık ve anlaşılmaz gelse de kişi için duygu ve düşüncelerinin ifadesi olabilir. Bu sesleri tekrar ederek hastayı anladığınızı belirtirsiniz. Başlangıçta biraz aptalca gelebilir ama hasta ile karşılıklı konuşuyor gibi düşünebilirsiniz ve kendi yönteminizi geliştirebilirsiniz. Örneğin hasta size ha ha ha derse siz de ona ha ha ha? diye cevap verebilirsiniz.
6. Geri Bildirimleri Değerlendirmek
Bazen hasta size isteklerini net bir şekilde ifade eder. Örneğin eğer hastanın omzunu okşarken kaçınmak için omzunu silkiyorsa durun. Elini sıktığınızda gülümsüyorsa bu yapılandan hoşlanıyor anlamına gelebilir.
7. Zaman Tanımak
Alzheimer hastalarının tepki zamanı uzamış olabilir. Bu nedenle bir soru sorduysanız ya da bir iletişim tekniği deniyorsanız hastaya yeterli zaman tanımayı unutmamalısınız. Sabır anahtardır, kendinizin değil onun zamanında ilerleyin.
8. Hassasiyet ve Saygı İle Davranmak
Kiminle iletişim kurduğunuzu unutmayın. Alzheimer hastası öyle davransalar bile çocuk değil bir yetişkindir. Onlarla bebek gibi konuşmayın ve bebek gibi davranmayın. Başka bir seviyede dahi olsa aranızdaki ilişki halen iki yetişkin arasındaki ilişkidir. Sanki yeni bir lisan öğreniyor gibi düşünün.
Aile üyeleri için çok sevdikleri bir kişi ile bu yeni durumunda iletişim kurmayı öğrenmek kolay değildir. Zaman ayırmak ve dikkatli olmak kişiye sevgimizi ve desteğimizi göstermenin en iyi yoludur. Ve bu herkesin yapabileceği bir şeydir.