Güncelleme: 16/08/2023
Dev Hücreli Arterit (DHA) bir diğer adıyla Temporal Arterit orta ve büyük boyutlu arterlere zarar veren bir tür kan damarı iltihabıdır. En sık etkilenen arterler boyundan başlayıp baş ve kafa derisine doğru ilerleyen arterlerdir ve özellikle beyne kan götüren şah damarlarında görülme eğilimindedir.
DHA 50 yaşından sonra görülür ve insidansı yaşamın yedinci on yılında zirve yapar. Özellikle bu yaştan sonra yeni başlayan baş ağrısı olan kişilerde akla gelmelidir.
Baş ağrısı hastaların üçte ikisinden fazlasında görülür. Hafif veya şiddetli olabilen ağrı, şakakların üzerinde yer alma eğilimindedir ancak kafatasının önünde veya arkasında herhangi bir yerde olabilir. Bazı kişiler kafa derisinde hassasiyet de fark eder. Hastaların yarısı, yiyecekleri çiğnerken gelişen çene ağrısı yaşar. Bu belirti, çiğneme ile ilgili kaslara yetersiz kan akışı nedeniyle ortaya çıkar. Görüldüğünde tanı koydurucudur. Geçici tek gözde görme kaybı hastalığın erken döneminde ortaya çıkabilir ve kalıcı görme kaybına neden olabileceği için hızla tedavi edilmesi gerekir. Görme kaybının %90’ından fazlası arteritik anterior iskemik optik nöropatiden kaynaklanır. Ortaya çıkabilecek diğer belirtiler arasında ateş (38ºC'den az), yorgunluk, kilo kaybı, yeni bir öksürük ve açıklanamayan diş veya yüz ağrısı yer alır. Torasik aort anevrizması, kalpten kan taşıyan ana arter olan aortun zayıf bir nokta geliştirmesi ve dışa doğru şişmesiyle oluşur. Anevrizmalar semptomlara neden olmaz ancak patlamaları halinde hayati tehlike oluşturabilirler. Nadir olmakla birlikte, bu durum DHA hastalarında biraz daha sık görülür.
Eritrosit sedimentasyon hızı ve C-reaktif protein çoğu hastada yüksektir, ancak normal değerler tanıyı dışlamaz. DHA tanısı temporal arter biyopsisi ile teyit edilmelidir. Ancak tedaviyi biyopsi nedeni ile geciktirmemek gerekir. Geri dönülemez görme kaybı olmaması için tanı akla geldiğinde tedaviye tanısal testleri beklemeden başlanmalıdır. Renkli Doppler ultrason, bir diğer tanısal araçtır ancak bu teknikte uzmanlaşmış klinisyenler tarafından yapılmalıdır. Ayrıca büyük damarların BT veya manyetik rezonans anjiyografi veya flüdeoksiglukoz pozitron emisyon tomografisi (FDG-PET) görüntülemesi büyük damar vaskülitini belirleyebilir.
Tedavide oral kortikosteroidler kullanılır.