Güncelleme: 15/02/2021
Baş dönmesi ya da bir diğer deyimle vertigo kişinin kendisinin ya da etrafının dönmesi, hareket etmesi hissidir. Vertigo baş dönmesinin latince adıdır ve dolayısı ile bir hastalık değil bir belirtidir. Günlük pratikte hastalarımızdan sıklıkla sanki bir tanıymış gibi benim vertigom var cümlesini duyarız. Oysa bu yanlış bir bilgidir çünkü vertigo bir hastalık değildir. Bu belirtiye yol açan pek çok hastalık vardır. Önemli olan baş dönmesine neden olan altta yatan hastalığın tanısının konmasıdır.
Baş dönmesinin nedenleri santral ve periferik olarak ikiye ayrılabilir. Baş dönmesinin en sık görülen nedenleri periferik diye adlandırdığımız iç kulakla ilgili hastalıklardır. Ancak her baş dönmesinde mutlaka santral, yani beyinle ilgili hastalıklar dışlanmalıdır. Özellikle denge organımız olan beyincik ya da beyin sapında olabilecek inme, tümör gibi hastalıklar ayırıcı tanıda yer alır.
Baş dönmesinin en sık görülen periferik nedenleri;
1. Benign pozisyonel vertigo (BPV)
2. Vestibülit ya da labirentit
3. Meniere hastalığıdır
Belli baş pozisyonları ile ortaya çıkan, ani başlayan bir dönme ve savrulma hissidir. Baş dönmesinin en sık görülen nedenidir. Kendiliğinden ve altta hiçbir neden olmadan başlayabilir. Yaş ilerledikçe ve kadınlarda erkeklerden daha sık görülür. Genellikle kendiliğinden düzelir.
Normalde iç kulak beyne baş ve vücudun konumu hakkında uyarılar yollar. Böylece dengemizi korumaya yardımcı olur. İşte bu uyarıların yollanmasında rolü olan çok küçük kalsiyum kristalleri olan kanalitler normal yerlerinden oynarlar ve iç kulak sıvısı içinde serbest kalarak semisirküler kanallar dediğimiz denge kanallarının içine kaçarlar. Bu kanallar çok hassastır. İçlerine kaçan kristaller baş hareketleri ile buradaki sinir uçlarını uyararak baş dönmesine neden olur.
Belli baş hareketleri ile ortaya çıkan, 10-30 saniye süren bir baş dönmesidir. Genellikle yataktan kalkarken ya da bir yandan diğerine dönerken başlar. Yoga hareketleri ile, başı geriye doğru atarak saç yıkatırken ya da hızlı baş hareketleri ile de başlayabilir. Gün içinde öne eğilme ya da yukarı bakma gibi baş hareketleri ile de şiddetli baş dönmesi olur. Bulantı hissi olabilir nadiren kusma da görülebilir. Benign yani iyi huylu olduğunu gösteren en önemli özellikler tek taraflı olması, yattıktan birkaç saniye sonra başlaması ve baş pozisyonu değiştirilmezse saniyeler içinde yavaşlayarak kaybolmasıdır.
Dix-Hallpike dediğimiz tanı manevrası ile konur. Hasta oturur pozisyonda iken başı 45 derece yana çevrilerek geriye doğru baş 30 derece sarkacak şekilde yatırılır. Kısa bir süre sonra baş dönmesi ve rotatuar nistagmus (ritmik göz hareketleri) ortaya çıkar. Bazen nistagmus olmayabilir. Hastalar bulantı hissedebilir. Bulgular düzelince hasta tekrar oturtulur. O sırada da daha hafif ve daha kısa süreli bir baş dönmesi olabilir. Aynı manevra ikinci kere yapıldığında da yorulma dediğimiz bir durum görülür ve bulgular ilkindeki kadar şiddetli olmaz.
Çok basit pozisyon manevraları ile tedavi edilir. Bu manevralar ile kanalitler rahatsızlık vermeyecekleri başka bir noktaya hareket ettirilirler.
İç kulağın siniri olan vestibülokohlear sinirin genellikle viral bir enfeksiyonudur. Normalde iç kulaktan beyne baş ve vücudun konumu hakkında uyarılar bu sinir ile iletilir. Sinir etkilendiğinde şişer ve beyin gelen uyarıları doğru yorumlayamaz. Vestibüler nörit ve labirentit birbirine benzeyen rahatsızlıklardır. Vestibüler nörit vestibülokohlear sinirin vestibüler parçasını etkiler ve denge bozukluğu olur. Labirentit ise aynı sinirin iki parçasını da etkiler ve hem dengesizlik hem işitme kaybı meydana gelir.
Vestibüler nöritte;
1. Ani başlayan şiddetli vertigo
2. Denge bozukluğu
3. Bulantı/kusma görülür.
Her iki hastalığın semptomları benzerdir. Labirentitde ek olarak kulak çınlaması ve/veya işitme kaybı da olur. Genellikle şiddetli bulgular birkaç gün sürer. Vestibüler nörit atağı nadiren tekrarlar, yaşam boyu tekrarlama riski %2’dir.
İlk 1-2 gün destekleyici ve vestibüler baskılayıcılar ile tedavi yapılabilir. Eğer Varisella zoster şüphesi varsa ona yönelik antiviral tedaviler başlanabilir.
Meniere hastalığı tekrarlayıcı, şiddetli baş dönmesi, kulak çınlaması, işitme kaybı ve kulakta dolgunluk ataklarına neden olan bir iç kulak rahatsızlığıdır. Baş dönmesi çok şiddetli olabilir ve kişinin denge kaybı yaşamasına ve yürüyememesine neden olabilir. Erkekler ve kadınlarda eşit oranda görülür. En sık görüldüğü yaşlar 40-60 arasındadır.
Meniere hastalığı tanısında nöroloğun yeri nörolojik hastalıkların ayırt edilerek doğru tanının konmasıdır. Eğer hasta dalgalanan işitme azalması ya da yeni işitme kaybını fark etmişse tanı için kıymetlidir. Odiogramla düşük frekanslarda işitme kaybının saptanması tanı için değerlidir. Ayırıcı tanıda vestibüler migren en önde gelen hastalıktır. Vestibüler migrende migren öyküsü vardır ve işitme kaybı yoktur. İlk Meniere atağı ayrıca vestibüler nörit ile de karışabilir. Atak tekrarı olması ile vestibüler nörit bir kenara konabilir.
Vertigo atağı sırasında antivertijinöz ilaçlar kullanılır. Ayrıca atak tekrarını önlemek için tuz kısıtlaması ve idrar söktürücüler önerilebilir.
Santral baş dönmesinin en sık nedenlerinden biri vestibüler migrendir. Ayrıca santral sinir sisteminin inme, multipl skleroz, tümör ve enfeksiyöz hastalıkları da tuttukları alana bağlı olarak baş dönmesine neden olabilirler. Epileptik vertigo ve kranioservikal bileşke anomalileri (Chiari malformasyonu) diğer santral vertigo nedenlerindendir. İnme dışında vertebrobaziler yetmezlik de vertigoya yol açabilir. Vertebrobaziler yetmezlikte beyin sapı ve beyinciği sulayan vertebral ya da baziler arterlerde darlık olabilir. Eğer darlık kola giden damarlardaysa, vertebral arterden kan çalarak baş dönmesine neden olabilir. Santral nedenle olan baş dönmesinde kişinin nörolojik muayenesinde mutlaka ek bulgular vardır.
KAYNAK: Fife TD. Dizziness in the outpatient care setting.
Continuum April 2017, Vol 23, No 2
Photo: lwtt93 via flickr
Creative Commons Attribution 2.0 Generic (CC BY 2.0)